6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu ile kira sözleşmelerinde pek çok değişiklik yapılmıştır. Yapılan değişikliklerin birçoğu kamuoyu tarafından sadece kiracı lehinde gibi algılanmışsa da esasen kiraya veren lehinde de değişik hükümlere yer verilmiştir. Bu hükümlerden en önemlisi, kira sözleşmelerinin yapılmasından sonra on yıllık uzama süresi sonunda kiraya verenin, bu süreyi izleyen her uzama yılının bitiminden en az üç ay önce bildirimde bulunmak koşuluyla, herhangi bir sebep göstermeksizin sözleşmeye son verebilmesidir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu öncesinde kira döneminin bitiminde yenilenen kira sözleşmelerinin sona ermesi usulü 6570 sayılı Gayrimenkul Kiraları Hakkında Kanun’un 11’inci madde hükmünde yer almaktaydı. Buna göre, kiracı kira müddetinin bitmesinden en az on beş gün önce kiralananı tahliye edeceğini yazı ile bildirmez ise sözleşme aynı şartlarla bir yıl uzatılmış sayılırdı. Başka bir ifade ile Kiracı dilerse sözleşmeyi en az onbeş gün öncesinden bildirmek şartıyla kira sözleşmesinin bitim tarihi itibariyle feshetme hakkına sahipti.
Yasa koyucu Türk Borçlar Kanunu’nun 347’inci maddesinin 1’inci fıkrasıyla, Kiracının tek yanlı fesih hakkına ilişkin önceki kanunla paralel bir düzenleme getirmiştir, Kiracının mevcut fesih hakkı yeni kanunla da korunmuştur.
Ancak; aynı maddenin 2’inci cümlesi ile daha önce mevcut olmayan bir düzenleme yapılarak, on yıllık uzama süresi sonunda kiraya verene en az üç ay önce bildirimde bulunmak koşuluyla, herhangi bir sebep göstermeksizin sözleşmeye feshetme hakkı getirilmiştir. Bu hak on yıllık uzama süresini takip eden yıllar içerisinde de aynı şartlarla kullanılabilecektir.
Yasa koyucu, Kiraya Veren lehine daha önce var olmayan bu fesih hakkının kullanılmasını, 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6101 sayılı Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü Ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un Geçici 2’inci maddesi çerçevesinde “Bu Kanunun 1 inci maddesinin son cümlesi hükmü bir defaya mahsus olmak üzere, bu Kanunun yürürlüğe girmesinden önce Türk Borçlar Kanununun 347 nci maddesinin birinci fıkrasının son cümlesinde öngörülen kira sözleşmelerinden on yıllık uzama süresi dolmamış olmakla birlikte geri kalan süre beş yıldan daha kısa olanlar hakkında, yürürlüğe girdiği tarihten itibaren beş yıl; on yıllık uzama süresi dolmuş olanlar hakkında da yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl sonra uygulanır.” demek suretiyle kısıtlamıştır.