Uluslararası ticarette, işin doğası gereği birbirini çok iyi tanımayan satıcı ve alıcı açısından bir takım ilave riskler vardır. Her iki tarafın ülkesinde farklı kambiyo rejimleri uygulanması ve olası siyasi istikrarsızlık durumları riski artıran çeşitli faktörlerdir. Uluslararası ticarette bankacılık araçları ve teknolojisinin kullanması ise ithalat ve ihracatın dünya çapında katlanarak artmasına ve risklerin azalmasına neden olmuştur. İşte akreditif de bu riskleri azaltma amacına yönelik bir çeşit banka garantisidir.
İki ayrı ülkede yer alan ve birbirlerinin ekonomik durumu hakkında ayrıntılı bilgiye sahip olmayan firmalara bankalar akreditif açarak ve belli koşulların yerine getirilmesi şartıyla kredi sağlamaktadırlar. Uluslararası ticarette Letter of Credit olarak bilinen akreditif vasıtasıyla, ihraç edilen malların bedelleri bankalar tarafından ödenmektedir. Burada dörtlü bir ilişki olduğundan bahsedebiliriz. Amir de denilen ithalatçı firma, yani tipik satım sözleşmesindeki alıcı, kendi ülkesindeki bankaya müracaat eder ve ihracatçı, yani satıcı lehine akreditif açılması emrini verir. Bunu yaparken de akreditifin içeriğinin belirlenmesi açısından akreditifin cinsini, şartlarını ve akreditif açılması anında ibraz edilecek belgeleri de bildirir.
Akreditif lehdarı ise akreditif konusunda akreditif amiri ile sözleşme yapmış ve bu mal veya hizmetleri ihraç eden taraftır. Bu çok taraflı ilişkinin üçüncü tarafı ise şüphesiz akreditifi açan ithalatçının ülkesindeki bankadır. Burası, akreditif bankasının ithalatçıdan aldığı talimatlar doğrultusunda hazırladığı metni (bu metne küşat adı da verilir) ileteceği muhbir bankadır ve ilişkinin son tarafıdır. Ancak başka bir çeşit akreditif uygulamasında, bu dört taraftan başka, bir de akreditif ödemesi yapacak bankanın sorumluluğunu üstlenen teyit bankası olabilir. Muhabir bankanın görevi akreditif açıldığını satıcıya ihbar etmektir. Esasında amir banka ve muhabir banka satıcı ve alıcının her birinin kendi ülkesindeki banka olsa da uygulamada muhabir bankanın amir bankanın şubesi olduğu da görülmüştür. Muhabir banka akreditife kendi teyidini eklemediyse ödeme konusunda bir sorumluluğu olmayacaktır. Şayet tarafların iradeleri doğrultusunda hazırlanan ilgili akreditif şartlarında teyit bankası olması gerektiği kaydı varsa bu durumda ihracatçı uygun vesaiki ibraz ettiğinde teyit bankası akreditif bedelini ödemeyi ya da poliçeyi kabul ettiğini taahhüt etmektedir.
Uluslararası ticarette üç ana akreditif çeşidi görülmektedir. Bunları aşağıdaki gibi sıralayabiliriz:
Dönülebilir Akreditif
Bu tür akreditif, ihracatçının arzusuna bağlı olarak, lehdar önceden uyarılmaksızın amir banka tarafından iptal edilebilir. Ancak, bu tür akreditifler satıcıya güven sağlamadıkları için yaygın olarak kullanılmamaktadır.
Dönülemez Akreditif
Bu tür akreditifte ise, şartlarda yer alan bütün hususların ve belgelerin sağlanmış olması halinde artık akreditifin iptal edilemeyeceği ve şartlarının değiştirilemeyeceği kaydı vardır. Milletlerarası Ticaret Odası’nın yayınladığı 500 sayılı broşüre göre taraflar açıkça belirtmediği takdirde yapılan akreditif dönülemez akreditiftir.
Teyitli Akreditif
Bu tür akreditifte, akreditifi lehdara yani satıcıya ihbar etmeye görevli olan banka ihbara kendi teyidini de ekleyerek sorumluluk altına girmiş olur. Yani, burada akreditifin ödenmesinde her iki tarafında ülkesinde bulunan bankalar sorumlu olduklarından, bu tipin satıcı lehine olduğu söylenebilir. Ancak alıcı açısından bu uygulama ekstra masraf demektir.
Ayrıca, kullanım alanlarına göre özel görünüm arz eden akreditif türleri de şu şekilde sıralanabilir:
Devredilebilir Akreditif
Bu akreditifin tamamı veya bir kısmı lehdar tarafından üçüncü bir kişiye devredilebilir. Burada genellikle ilk lehdar malın üreticisi değil komisyoncusu olmaktadır. Şayet aksi kararlaştırılmamışsa, bir akreditifin ancak bir kez devredilebileceği var sayılır.
Yenilenen Akreditif (Rotatif)
Tamamı veya bir kısmı kullanıldıkça herhangi bir talimata gerek olmadan tekrar kullanılabilir hale gelen akreditiftir. Uygulamada bilhassa alıcı ve satıcının uzun süreli bir alım satım ilişkisine girmiş olmaları durumunda, her mal nakliyesinde yeni akreditif açılmasını bertaraf etmeyi hedef tutan bir türdür.
Karşılıklı Akreditif
Lehdar muhabir bankaya başvurarak lehine açılmış olan akreditifi teminat göstererek ikinci bir lehdar lehine akreditif açılmasını ister. Yani birbirinden bağımsız iki akreditif işlemi söz konusudur.
Kırmızı Şartlı Akreditif
Bu türde lehdara akreditif açılmasının ön şartını oluşturan belgelerin ibrazından önce
akreditifin tamamının veya bir kısmının ödenmesi imkanı sağlanmaktadır. Yani genel nitelikli akreditifin bir istisnasını oluşturur.
Yeşil Şartlı Akreditif
Burada ise ihracatçı malı sevk etmeden önce peşinen tahsilat imkanına kavuşur. Ancak şartı malların hazır edilen bölümünün umumi bir mağazaya veya üçüncü bir şahsın ambarına tevdi edilmesidir.
Teminat Akreditifi
Bu tür aslında daha çok uluslararası müteahhitlik işlerinde kullanılan bir çeşit kontrgarantidir. Çünkü burada amir banka, amirin üstlendiği sorumluluğu onun alıcısına veya işverenine karşı garanti eder. Ödeme ise belli bir işlemin yerine getirilmemesi halinde yapılacaktır. Amerikan Bankaları mevzuat gereği kontrgaranti ve teminat veremediklerinden Stand By (Teminat) akreditifini düzenlemektedirler.
Ticaret hayatında bu denli önemli bir yere sahip olan akreditif işlemlerinde başarıya ulaşmak ve sorunsuz bir şekilde kredi temin edebilmek açısından dikkat edilmesi gereken can alıcı noktalar vardır. Her şeyden önce, Yargıtay’ın 1976 tarihli bir kararında belirttiği üzere, akreditif işlemlerinde uyulacak şekil belirlidir ve işlemlerde bir sakatlık olmaması açısından bu düzen takip edilmelidir. Düzen unsurunun kazara ihmaliyle doğabilecek sorunları bertaraf etmek için, hem alıcının hem de satıcının menfaati adına bazı ipuçlarının hatırlatılmasında yarar vardır.
Öncelikle ithalatçı ile ihracatçı arasında satım sözleşmesi yapılırken ithalatçı tarafından istenecek belgeler tam olarak bilinmelidir. Aksi takdirde gerekli belgeler sağlanamayacağı için akreditif şartı da yerine getirilemeyecektir. Bununla birlikte ihracatçı ithalatçıyla olan tüm işlemlerde adının ve adresinin doğru yazıldığından emin olmalıdır. Ayrıca ihracatçı, kısmi sevkıyatın kabul edilip edilmediği ya da malların nasıl yükleneceği gibi ayrıntılı hususlar hakkında da mutlaka bilgi sahibi olmalıdır.
Akreditifle ilgili olarak mahkemelere yansıyan en kapsamlı ihtilaflar teyide ilişkindir. Bir çok ihtilaf, lehdarın teyit bankasına mı yoksa akreditif bankasına mı öncelikli olarak başvuracağı hususunda doğmuştur. Ancak ülkemizde Yargıtay’ın verdiği kararlara göre, teyit bankası lehdara karşı asli ve bağımsız bir yükümlülük altına girdiği için önce teyit bankasına başvurulması gerekmektedir.