I – Giriş
Gelişen kitle iletişim ve ulaşım araçlarının etkisiyle uluslararası ticaret yalnız coğrafi olarak dünyanın her yanına yayılmakla kalmayıp, pek çok küçük ve orta boyuttaki işletmenin de temel faaliyeti haline gelmiştir. Bu nedenle, günümüz uluslararası ticaretinin başlıca uyuşmazlık çözme mekanizması olan Uluslararası Ticari Tahkim’in uygulama alanı da giderek genişlemektedir.
Gerek Türkiye’de yatırım yapan yabancı şirketler, gerekse yurt dışında yatırım yapan Türk şirketler sözleşmelerinde uyuşmazlık çözme mekanizması olarak çoğunlukla tahkim şartları kullanmaktadırlar. Bu nedenle ülkemizde de tahkim kararlarının icrası son yıllarda, Türkiye’nin uluslararası ticaretinin artmasıyla beraber daha çok uygulama alanı bulmaktadır. Bu bültenimizde Türkiye’de uluslararası ticari tahkim kararlarının icrasındaki temel konulara göz atacağız.
II – Tahkim Kararlarının İcrasının Yasal Temelleri
Türkiye’de tahkim kararlarının icrası hakkında düzenlemeler içeren iki temel yasa vardır. Bunlar 27 Kasım 2007 tarihli, 5718 sayılı “Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun” [MÖHUK] ile 5 Temmuz 2001 tarihli, 4686 sayılı “Milletlerarası Tahkim Kanunu”dur [MTK].
MÖHUK hükümleri uluslararası tahkim kararlarının icrasında ancak New York Konvansiyonu’na taraf olmayan bir ülkede verilmiş kararların icrası için uygulanmaktadır. Fakat New York Konvansiyonu 142 ülke tarafından imzalanmış olduğu için çok geniş bir uygulama alnına sahiptir ve bu nedenle MÖHUK’un ilgili hükümlerinin uygulama alanı çok sınırlıdır. MÖHUK’nun konuyla ilgili 60-63. maddelerinin hükümleri ile New York Konvansiyonu’nun hükümleri arasında belirgin bir fark yoktur.
MTK, Türkiye’de 30 Eylül 1992’den beri yürürlükte olan “Yabancı Hakem Kararlarının Tanınması ve İcrasına Dair New York Konvansiyonu”nun [New York Konvansiyonu] iç hukuktaki uygulamasını gösteren, UNCITRAL Model Kanunu’na dayanan, uluslararası tahkim sürecini ve kararların icrasını düzenleyen özel bir kanundur.
Türk Hukuku’nda uluslararası tahkim kararlarının icrası ile ilgili diğer önemli düzenlemeler, 1966 tarihli, Türkiye’nin 1979’dan beri taraf olduğu ve 1989’da iç hukukuna aktardığı “Devletler ve Diğer Devletlerin Vatandaşları Arasındaki Yatırım Uyuşmazlıklarının Çözümlenmesi Hakkında Anlaşma” [ICSID] ile 1961 tarihli “Milletlerarası Ticari Hakemlik Konusunda Avrupa Sözleşmesi”dir [Cenevre Sözleşmesi]. Ancak bu düzenlemelerin uygulamasıyla çok sık karşılaşılmamaktadır.
II – New York Konvansiyonu’na ve MTK’na Göre İcra Süreci
Türkiye New York Konvansiyonu’nu 1991 yılında imzalamış ve iç hukukuna aktarmış, 30 Eylül 1992’de de yürürlüğe sokmuştur. Ancak New York Konvansiyonu’nun genel yapısı ve giderek artan tahkim kararlarının iptali davaları, bu alanda daha ayrıntılı bir düzenleme ihtiyacı ortaya çıkarmış ve bu nedenle UNCITRAL Model Kanunu esas alınarak hazırlanan MTK 2001 yılında yürürlüğe girmiştir.
MTK genel olarak yabancılık unsuru taşıyan ve tahkim yerinin Türkiye olduğu veya MTK hükümlerinin uygulanmasının taraflarca kararlaştırıldığı tahkim süreçlerinde uygulanacak kuralları düzenler. Tahkim kararları nihai ve bağlayıcı oldukları için mahkemelerde tekrar incelenmeleri mümkün değildir. Ancak kanunda sayılan nedenlerle iptal davasının açılması mümkündür. Eğer kanunda öngörülen süre içerisinde iptal davası açılmaz ise, yetkili asliye hukuk mahkemesinden hakem kararının icra edilebilir olduğuna dair bir belge alınarak hakem kararı ilamlı icra yolu ile icra edilebilir.
Bunun için New York Konvansiyonu, Cenevre Sözleşmesi veya MÖHUK’nun 60-63. maddelerine göre tenfiz davası açılarak tahkim kararının tenfiz ettirilmesi gerekmektedir. Tenfiz davası taraflar arasında bir yetki anlaşma varsa yetkili yerdeki, böyle bir anlaşma yoksa davalının ikametgahındaki veya davalının mallarının bulunduğu yerdeki asliye hukuk mahkemesinde açılır. Bu davada dilekçe ile beraber sunulması gereken belgeler New York Konvansiyonu’nun 4., MÖHUK’nun 61. maddesinde şu şekilde sayılmıştır:
a) Tahkim sözleşmesi veya şartının, aslı yahut usulüne göre onanmış örneği.
b) Hakem kararının usulen kesinleşmiş ve icra kabiliyeti kazanmış veya taraflar için bağlayıcılık kazanmış aslı veya usulüne göre onanmış örneği.
c) (a) ve (b) bentlerinde sayılan belgelerin tercüme edilmiş ve usulen onanmış örnekleri.”
MÖHUK’a göre açılmış bir tenfiz davasında kanunun 62. maddesinde sayılan ret sebeplerinden birinin varlığı halinde tenfiz reddedilir.
Ayrıca New York Konvansiyonu çerçevesinde açılmış tenfiz davalarıyla ilgili olarak MTK’nun 15. maddesi tahkim kararlarının iptali davasını düzenlemektedir. Bu maddede New York Konvansiyonu’nun 5. ve UNCITRAL Model Kanunu’nun 36. maddelerinde sayılanlara uygun olarak bir uluslararası tahkim kararının iptal edilebileceği haller sayılmaktadır. MTK’na göre bir tahkim kararının iptali ancak şu nedenlerin varlığı halinde istenebilir:
“1. Başvuruyu yapan taraf;
a) Tahkim anlaşmasının taraflarından birinin ehliyetsiz ya da tahkim anlaşmasının, tarafların anlaşmayı tâbi kıldıkları hukuka veya böyle bir hukuk seçimi yoksa Türk hukukuna göre geçersiz olduğunu,
b) Hakem veya hakem kurulunun seçiminde, tarafların anlaşmasında belirlenen veya bu Kanunda öngörülen usule uyulmadığını,
c) Kararın, tahkim süresi içinde verilmediğini,
d) Hakem veya hakem kurulunun, hukuka aykırı olarak yetkili veya yetkisiz olduğuna karar verdiğini,
e) Hakem veya hakem kurulunun, tahkim anlaşması dışında kalan bir konuda karar verdiğini veya istemin tamamı hakkında karar vermediğini ya da yetkisini aştığını,
f) Tahkim yargılamasının, usul açısından tarafların anlaşmalarına veya bu yönde bir anlaşma bulunmaması halinde, bu Kanun hükümlerine uygun olarak yürütülmediğini ve bu durumun kararın esasına etkili olduğunu,
g) Tarafların eşitliği ilkesinin gözetilmediğini,
İspat ederse veya,
2. Mahkemece;
a) Hakem veya hakem kurulu kararına konu uyuşmazlığın Türk hukukuna göre tahkime elverişli olmadığı,
b) Kararın kamu düzenine aykırı olduğu,
Tespit edilirse.
Aynı maddeye göre iptal davası asliye hukuk mahkemesinde, kararın verilmesi veya düzeltilmesinden itibaren otuz gün içinde açılır ve öncelikle ve ivedilikle görülür. Her ne kadar kanun koyucu tahkim kararlarının icrasının gecikmesini önlemeyi amaçlamışsa da yine aynı maddeye göre iptal davası ve temyiz, hakem kararının icrasını durduracaktır.
III – Tahkim Kararlarının İcrası ile ilgili Güncel Konular
Türkiye’de uluslararası tahkim kararlarının MTK’na göre icrası nispeten yeni bir uygulama olup, bununla ilgili içtihatlar gelişme sürecindedir. Bu nedenle mahkemelerin uygulamaları farklılık gösterebilmektedir. Bu konuyla ilgili en büyük sıkıntı, tahkim kararlarının tenfizinde bazı mahkemelerin maktu, bazı mahkemelerinse nispi harç alıyor olmasıdır. Oysa tenfiz davasında uyuşmazlık esas yönünden incelenmediği için maktu harç alınması gerekmektedir. Nispi harçlandırma uygulaması ise, çoğunlukla yüksek miktarlı uyuşmazlıklar tahkimle çözüldüğü için tenfiz işlemlerinin masraflı olmasına neden olmaktadır.
Bununla beraber Türkiye’nin UNCITRAL Model Kanunu’nu iç hukukuna aktarmış olması Türkiye’de uluslararası ticari tahkimin durumu açısından çok olumlu bir gelişme olmuştur. Bugün Türkiye’de giderek artan dış ticaretin ayrılmaz bir parçası olan tahkim kararlarının icrası için Türkiye’deki hukuki koşulların uygun olduğu söylenebilir.
Ancak Türkiye’de tahkim uygulamasının gelişmesi için tahkim ile ilgili bilgi paylaşımının artması gerektiği de bir gerçektir. Bu nedenle Türkiye’nin bir uluslararası ticari tahkim kurumuna ihtiyacı olduğu görüşü son yıllarda yaygınlık kazanmıştır. 2005 yılında İstanbul Ticaret Odası tarafından kurulan bir çalışma grubu “İstanbul Milletlerarası Tahkim Merkezi”nin kurulması amacıyla çalışmalarına başlamıştır.
Bu çalışma grubu 2006 yılında “İstanbul Ticaret Odası Milletlerarası Tahkim Kuralları”nı kaleme almıştır. Bu metinle ve bir uluslararası tahkim örgütü kurmakla ilgili çalışmalar Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği” nezdinde devam etmektedir.
IV – Sonuç
Türkiye son yıllarda artan ihtiyaca cevap vermek için yaptığı yasamalarla uluslararası ticari tahkimlerin yapılması ve tahkim kararlarının icrası için uygun bir ülke konumuna gelmiştir. Bir uluslararası tahkim örgütünün kurulmasıyla Türkiye’de tahkimin daha da gelişmesi umulmaktadır.
<< GERİ