Genel olarak
Eser sözleşmesi ivazlı bir sözleşmedir. Müteahhit eseri iş sahibinin taahhüt ettiği bir bedel (ücret) karşılığında yapmaktadır. İş sahibinin asıl borcunu da ücret ödeme teşkil eder (BK364–365). Taraflar eser bedelini önceden kesin biçimde saptamışlarsa bedel götürüdür. (BK365). Buna karşılık bedel önceden yaklaşık olarak belirlenmiş, kesin bedelin eserin tamamlanmasında ortaya çıkacağı kararlaştırılmışsa bedel “yaklaşık bedeldir”.
Neden eser sözleşmesinde yaklaşık bedel kararlaştırılır? Eser sözleşmesinde müteahhit edimini zaman alıcı bir faaliyetle gerçekleştirecektir. Sözleşmenin kurulduğu anda ortada herhangi bir eser yoktur. Bu nedenle, müteahhidin borcunu ifa edene kadar yapacağı masraflar genellikle kesin olarak belli değildir. Özellikle inşaat sözleşmeleri gibi uzun süreli faaliyetlerin zaruri olduğu sözleşmelerde işin başında kesin bir bedelin kararlaştırılması oldukça zordur. Bu nedenle müteahhidin eseri meydana getirmek için yapacağı masraflarının aşağı yukarı sınırlarının belirlenmesi açısından yaklaşık bedelli ücret hükümleri düzenlenmiştir. Yaklaşık bedel genellikle keşif raporu adı altında kurulacak sözleşmenin müzakereleri aşamasında, müteahhit tarafından iş sahibine sunulur. Ancak bu şart değildir. Yaklaşık bedeli de içeren keşif raporu iş sahibi tarafından hazırlanabileceği veya iki taraf hazırlayabilecekleri gibi üçüncü bir kişiye de yaptırılabilinir.
Öğretide bedel konusunda tereddüt doğduğu takdirde, bedelin yaklaşık bedel olarak kararlaştırıldığının esas alınması gerektiği baskın görüştür .
Yaklaşık Bedelin aşırı derecede Aşılması Nedeniyle Sözleşmenin Feshinin Koşulları
Taraflar arasında akdedilen bir eser sözleşmesinde, kararlaştırılan imal bedelinin aşılması durumunda, müteahhit zarara uğrayabileceği gibi, iş sahibi de iş sonunda beklemediği bir bedeli ödeme tehlikesi ile karşı karşıya kalabilir. Kanun koyucu her iki taraf açısından da tehlike doğurabilecek bu durumu bertaraf etmek amacı ile aşağıdaki şartların varlığı halinde eser sözleşmesinin iş sahibi tarafından feshini mümkün kılmıştır. Eser sözleşmesinin BK m. 367’ye göre feshedilmesinin ilk ve temel şartı sözleşmede bedelin takribi olarak kararlaştırılmış olmasıdır.
1. Eser sözleşmesinde masraflar yaklaşık bedelin aşırı derecede üzerine çıkmış olmalıdır
BK md. 366 evvelce kararlaştırılmamış veya takribi olarak kararlaştırılmış olması halinde bedelin yapılan şeyin kıymetine ve müteahhidin masrafına göre belirlenmesini, BK md. 367 ise yapılan masrafların belirlenen takribi ücreti aşırı derecede geçmesi halinde iş sahibinin eser sözleşmesini fesih etme hakkını düzenlemiştir. BK md. 367 göre; “Yapılan şeyin masrafı, evvelce müteahhit ile takribi bir surette tespit edilen keşfi iş sahibinin sun’u olmaksızın çok fazla tecavüz ederse gerek o şeyin imali esnasında gerek imalinden sonra iş sahibi mukaveleyi feshedebilir”. Kanunun lafzından da anlaşılacağı gibi, aşılan kısmın fazla olması, yani bu fazlalığın iş sahibinin tahammül edemeyeceği oranda gerçekleşmesi gerekir.
Yaklaşık bedelli eser sözleşmesinde kural olarak iş sahibi sonradan kendisine bildirilen bedeli ödemekle yükümlüdür. Ancak masrafların kararlaştırılan yaklaşık bedeli aşırı derecede aşması durumunda ve yukarıda da belirtildiği üzere iş sahibinin tahammül sınırlarını aşmış olması durumunda iş sahibinin eser sözleşmesini feshetme hakkı doğacaktır.
Yaklaşık bedeli aşan miktarın ne zaman aşırı olacağının belirlenmesi güçtür. Eğer sözleşmede aşırı miktar sınırı belirlenmişse bu durumda yapılan masrafların aşırı olup olmadıklarının belirlenmesi kolay olacaktır. Tarafların bu şekilde bir sınır belirlemiş olmaları sözleşme serbestisinin doğal bir sonucudur. Ancak sözleşmede bu şekilde bir sınır düzenlenmemişse bu durumda iş sonunda ortaya çıkan masrafların ne zaman aşırı olacakları dürüstlük kuralı ışığında somut olayın özelliklerine göre belirlenecektir . Genel kabul gören görüşe göre, iş sahibi iş sonunda ortaya çıkan bedelin miktarını önceden bilseydi sözleşmeyi yapmayacak idi ise, bu durumda yaklaşık bedelin aşırı derecede üzerine çıkılmış olunduğu kabul edilecektir . Türk hukuku, Alman ve İsviçre doktrininden farklı olarak herhangi bir artırım yüzdesi belirlememektedir . Türk doktrini bu şekilde bir yüzde belirlemeyi isabetli bulmayarak, yaklaşık bedelinin aşırı derecede aşılmasının her somut olay için doğruluk ve dürüstlük kurallarının esas alınarak değerlendirilmesi gerektiği görüşündedir .
2. Yaklaşık bedelin aşılmasına iş sahibi sebebiyet vermemiş olmalıdır
Eserin gerçekleşmesi için yapılan masraflar yaklaşık bedelin aşırı derecede üzerine çıksa bile, eğer bu durum iş sahibine yüklenilecek bir sebepten doğmuşsa, BK m.367’deki fesih hakkı kullanılamaz, iş sahibi ortaya çıkan fazla masraflara kendi katlanacaktır. Kanun koyucu illiyet bağının bulunmaması gereğine işaretle hüküm tesis etmiştir. Mesela iş sahibinin sözleşme gereği üzerine aldığı bir yükümlülüğü yerine getirmemesi veya hatalı olarak yerine getirmesi, müteahhide engel olması hallerine bağlı olarak yaklaşık bedelde aşırı bir artış meydana geldiyse iş sahibinin sözleşmeyi fesih hakkı kalmaz . Burada kusurun aranmadığının özellikle altının çizilmesi gerekmektedir. Önemli olan, iş sahibinin kendi fiiliyle masrafların artmasına sebep olmasıdır . Örneğin iş sahibi kendisi bir malzeme sağlamayı taahhüt ettiyse ve bu taahhüdünü kusuru olmaksızın yerine getirememesi sebebi ile masraflar aşırı derecede artmışsa artık iş sahibi fesih hakkını kullanamayacaktır.
Bunun haricinde iş sahibinin faaliyet alanı dışında bedelin aşırı derecede arttığı her durumda, müteahhidin kusuru bulunmasa dahi iş sahibinin fesih hakkı doğacaktır .
3. Yaklaşık bedeli aşırı derece aşan masraflar iş sahibi tarafından kabul edilmemiş olmalıdır
Eserin imali aşamasında masrafların kararlaştırılan yaklaşık bedeli aşırı ölçüde geçmesi, iş sahibinin faaliyet alanında gerçekleşen bir sebeple olmasa bile, iş sahibi müteahhidin artışa dair taleplerine karşı herhangi bir ihtirazı kayıt ileri sürmemiş ise veya bu fazla bedeli açıkça veya örtülü olarak kabul etmişse, artık sözleşmeyi fesih hakkı bulunmadığı doktrinde kabul gören görüştür . Örneğin projesi öncesinden çizilmiş ve kesinleşmiş olan bir esere masraflarını artacağını bilerek veya bilmesi gerekerek sonradan eklemeler yapılmasını isteyen iş sahibi, bu eklemeler sebebi ile masrafın artacağını önceden kabul etmiş sayılacaktır.
Bazı özel durumlarda iş sahibi yaklaşık bedeli aşırı aşan masrafları da kabul edeceği güvenini yaratabilir. Örneğin müteahhide yapılacak masraflardan öte ortaya çıkarılacak eserin kalitesine önem verdiğini bildiren iş sahibi, masrafların aşırı artması durumunda da sessiz kalıyorsa, artık müteahhidin iş sahibinin durumu kabullendiğini düşünmesi haklı görülecektir. Müteahhidin bu güvenin korunabilmesi için, iş sahibinin bu güven verici ortamdan sorumlu tutulabilmesi gereklidir.
İş sahibi sözleşmenin kendi koşullarına göre belirli bir bedel aşılmasını açık veya zımni irade beyanları ile kabul ettikten sonra yeni masrafların ortaya çıkması ve bunların yaklaşık bedeli aşması halinde, iş sahibinin yeniden sözleşmeyi fesh etme hakkı doğacaktır.
BK madde 367/2’ye göre, yaklaşık bedel (keşif bedeli) aşırı derecede aşılmışsa ve imal edilen eser iş sahibinin arsası üzerine inşa edilmekte ise, iş sahibi bedelden uygun bir miktarın indirilmesini talep etme hakkına sahip olacaktır . Ayrıca sözleşme konusu eser, daha bitirilmemişse bu durumda BK madde 369’daki düzenlemeye benzer şekilde, yapılan kısım ile ilgili olarak hakkaniyet kuralları çerçevesinde tazminat ödenerek sözleşmenin fesh edilmesi imkânı doğacaktır .
Yargıtay 15. HD’nin E. 2004/ 6552, K.2005/4281 kararında “…taraflar arasında eser sözleşmesindeki iş bedeli götürü olmayıp, yaklaşık olarak belirlenmiştir. Masraflar iş sahibinin kusuru olmaksızın aşırı artmış ise iş sahibi gerek yapım aşamasında ve gerekse daha sonra sözleşmeyi bozabilir. Eğer eser, iş sahibinin taşınmazı üzerinde yapılıyorsa iş sahibi iş bedelinden indirim isteyebileceği gibi eser henüz bitmemiş ise tazminat ödeyerek sözleşmeyi feshedebilir…” diyerek aynı doğrultuda hüküm kurmuştur.
4. Müteahhit eseri yaklaşık bedelle yapmaktan kaçınmalıdır
Yaklaşık bedelin aşırı derecede aşılmış olmasına ve aşan miktarın iş sahibinin faaliyet alanı dışında bir sebeple gerçekleşmesine rağmen, eğer müteahhit bu aşan masrafları iş sahibinden talep etmiyorsa artık iş sahibinin sözleşmeyi fesih hakkı olmayacaktır. Başka bir ifadeyle, yaklaşık ücretin aşırı şekilde aşılmasına rağmen, müteahhit söz konusu masrafları iş sahibinden talep etmiyor ve bunlara kendisi katlanıyorsa, iş sahibinin sözleşmeyi fesih hakkı doğmaz . Müteahhit işin her aşamasında aşırı masraf talebinden vazgeçtiğini iş sahibine bildirebilir ve bu şekilde iş sahibinin BK m. 367 hükmündeki feshi kullanma hakkının bir gerekçesi kalmamış olur.
___________________________________________________________
Kaynak:
Aksi görüş Öz, M.Turgut, İş Sahibinin Eser Sözleşmesinden Dönmesi, Kazancı Kitap Tic. A.Ş.,1989, S.70.
Öz, M.Turgut, İş Sahibinin Eser Sözleşmesinden Dönmesi, Kazancı Kitap Tic. A.Ş.,1989, S.71
Öz, M.Turgut, İş Sahibinin Eser Sözleşmesinden Dönmesi, Kazancı Kitap Tic. A.Ş.,1989, S.71
İsviçre’de %10’u geçen oranlar aşırı sayılmaktadır.
Güleç, Şafak, Eser Sözleşmesinin Beklenilmeyen Haller Nedeniyle Feshi, S.102; Öz, S.71
Baygın, Cem, Türk Hukukuna Göre Ücret ve Tabi olduğu hükümler; İstanbul 1999, S.161
Ergezen, Muaz, İstisna Sözleşmesinde Tarafların Sözleşmeyi Sona Erdirme Hakkı, Ankara 2007, S. 111.
Öz, M.Turgut, İş Sahibinin Eser Sözleşmesinden Dönmesi, Kazancı Kitap Tic. A.Ş.,1989, S.75-76
Güleç, S.103; Öz, S.76; Baygın, S.165.
Karataş, İzzet, Eser (İnşaat Yapım) Sözleşmeleri, Ankara 2004, S.342.
Güleç, S.103.
Bühler, T., Kommentar zum schweizerischen Zivilgesetzbuch, Band V, Das Obligationenrecht, Teilband V, Der Werkvertrag, Zürich 1998, Art 367-371 OR, Nr5 zu Art. 375.