Günümüzün uluslararası ticari hayatında kolay, masrafsız ve hızlı bir şekilde elde edilen ve paraya çevrilerek alacağın ödenmesini sağlayan banka teminat mektupları çok büyük önem kazanmıştır. Bankalar teminat mektubu ile maddi bir risk almalarına rağmen kontra garantilerle bu riski hafifletmekte ve uluslararası ticaretin gelişmesine ve hızlanmasına yardım etmektedirler.
Banka teminat mektupları Türk Hukukunda ayrı ve özel kanunla düzenlenmemiştir. Banka teminat mektubu ; bir bankanın yurt içi ve dışında yerleşik kişiler lehine bir işin yapılması, bir borcun ödenmesi, bir malın teslimi gibi konularda muhataba hitaben, düzenlendiği mektup konusu işin yerine getirilmemesi durumunda mektup tutarı kadar kayıtsız şartsız ödeme taahhüdü içeren garanti belgesidir.Herhangi bir konuda iş yaptırmak isteyen kişi/kuruluş ile bu işi üstlenmek isteyen kuruluş arasındaki ilişkiyi banka güvencesi altına alan Teminat Mektubu, bankaların müşterilerine verdikleri bir tür gayri nakdi kredidir. Yeni Türk Lirası ya da yabancı para üzerinden, süreli ya da süresiz olarak düzenlenebilir. Banka teminat mektupları kıymetli evrak olmadığından haczedilmeleri mümkün değildir.
Banka teminat mektubunda 3 tarafın menfaati olsa da aslında ilişki 2 taraf arasında kurulmaktadır. Bunlar banka ve teminatı alan muhataptır. Adına teminat mektubu verilmiş olan kişi ise bu ilişkide taraf konumunda değildir. Ancak iş yerine getirilmemiş veya ödeme yapılmamışsa bu kişinin banka ile olan durumu ön plana çıkar. Buna karşılık; teminat mektubu banka ile muhatap arasında bir garanti sözleşmesi oluşturduğundan, Borçlar Hukukunun tüm diğer sözleşmeleri gibi, sözleşme tarafı banka, kendisine ait def’ileri -mektubun sahteliği, bankayı borç altına sokan kişilerin yetkili olmadığı, riskin sona erdiği veya gerçekleşmediği, teminat mektubunun ahlaka, adaba, kamu düzenine aykırılığı- ileri sürebilecektir. Aynı şekilde garanti veren banka risk doğmuş olsa dahi, Medeni Kanunun 2. maddesinde düzenlenen “Hakkın kötüye kullanılmasını Kanun himaye etmez” kuralına da dayanabilecektir.
Banka teminat mektupları vadeli veya vadesiz olabilirler. Vadeli teminat mektuplarında bankaların sorumluluğu ya vade sonunda bitmekte veya muhatabın riskin vade içinde doğduğunu ispat etmesi koşulu ile on yıl devam etmektedir. Banka, yükümlülüğünün vade sonunda sona ermesi için teminat mektubunda bunun kesin bir dilde belirtilmesi gerekmektedir.
Banka teminat mektuplarının uluslararası özelliğinin olması için yabancılık unsuruna yani teminat verenin, lehdarın veya muhatabın yabancı olması gerekmektedir. Fakat paranın türü, para transferinin şartları ve sınırlandırmalar konularında Türkiye’de yerleşik ve yurtdışındaki kişi ayırımı önem kazandığı için Türk Parasının Kıymetini Koruma hakkındaki 32 sayılı karardaki Türkiye’de yerleşik kişi ile yurtdışında yerleşik kişi ayırımı teminat alan (muhatap) bakımından daha fazla önem arz etmektedir. Türk Parasının Kıymetini Koruma hakkındaki 32 sayılı karar ile, Türkiye’de yerleşik kişileri, Türkiye’de ikametgah sahibi gerçek veya tüzel kişiler; yurtdışında işçi, serbest meslek ve müstakil iş sahibi olan ama ikametgahı Türkiye’de bulunan kişiler ve bir takvim yılı içinde Türkiye’de yerleşmek niyetiyle devamlı olarak 6 aydan fazla oturanlar olarak sıralamıştır.
Teminat vereninde yani bankanın Türk olup olmaması da dikkate alınmalıdır. Türk bankaları hem Türkiye’de hem de yurtdışında yerleşik kişilere teminat mektubu verebilirler fakat eğer lehdar ve muhatabın dışarıda yerleşik olması halinde verilecek teminat mektuplarıyla ilgili şartlar Dış Ticaret Müsteşarlığının bağlı bulunduğu bakanlıkça belirlenecek esaslar doğrultusunda Merkez Bankasınca düzenlenecektir. Yabancı bankaların dışarıda yerleşik kişiler lehine Türkiye’de yerleşik kişilere doğrudan teminat mektubu vermesi mümkündür. Fakat uygulamada yabancı bir bankanın Türk bankasına verdiği kontra garantiye dayanarak Türk bankasına teminat mektubu verilmektedir.
Ayrıca birden fazla bankanın konsorsiyum oluşturup riskin azaltılması yoluyla teminat mektubu vermesi de mümkündür. Konsorsiyumun sadece Türk bankaları arasında kurulması zorunda değildir. Yabancı bankalarla Türk bankalar arasında da oluşturulabilir.
Banka teminat mektupları Türk Hukukunda ayrı ve özel kanunla düzenlenmediği için hukuki niteliği konusunda doktrinde ve uygulamada çeşitli görüşler ileri sürülmüştür. Genel olarak garanti sözleşmesi niteliğinde kabul edilseler de bir bankanın kefalet veya hem kefalet hem garanti sözleşmesi özellikleri taşıyan karma tipte teminat mektupları düzenlemesi imkanı bulunduğundan teminat mektubunun hukuki niteliği, her somut olayda mektubun taşıyacağı özelliklerle belirlenir.
Banka teminat mektuplarından doğan uyuşmazlıklarda uygulanacak hukuk bakımından ise uluslar arası nitelik taşıyan Banka teminat mektuplarının hukuki niteliği davaya bakan mahkemenin kendi hukukuna göre belirlenir. Türk mahkemeleri Banka teminat mektuplarına hangi hukukun uygulanacağını Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanuna ( MÖHUK) göre belirleyecektir. Banka teminat mektuplarının şekli konusunda belirlenecek hukuk MÖHUK 6 maddesine göre belirlenir. Yani hukuki işlemler yapıldıkları yer hukukuna veya o hukuki işlemin esası hakkında yetkili olan hukukuna göre belirlenirler. Türk Hukukunda teminat mektupları bakımından herhangi bir şekil zorunluluğu yoktur. Fakat uygulamada teminat mektuplarında muhatabın ismi, işin konusu, işi taahhüt edenin ismi, belirlenmiş bir miktar ve bu belirlenmiş miktarın kayıtsız şartsız ödeneceği konusunda bankanın taahhüdü ve banka yetkilerinin imzaları yer almaktadır. Ayrıca Yargıtay kararı doğrultusunda Türkiye’de yerleşik bir muhataba verdikleri teminat mektubunun mutlaka Türkçe düzenlemesi gerekir. Ayrıca Türkiye’deki tüm teminat mektuplarının ilk talepte ödeme garantisini -first demand guarantee- içerdiğini söylemek mümkündür; ilk talepte ödeme garantisinin sonucu; ispat külfeti yer değiştirir. Bankayı dava eden muhatap değil, fakat mektubu veren davalı banka riskin doğmadığını, sona erdiğini, risk doğmuş olsa bile hakkın kötüye kullanıldığını ispat zorunda kalır.
Banka teminat mektuplarında tarafların ehliyeti MÖHUK’ UN 8. maddesine göre hak ve fiil ehliyeti ilgilinin milli hukukuna tabidir. Fakat burada bir istisna vardır ; milli hukukuna göre ehliyetsiz bir kişi Türk Hukukuna göre ehil ise , Türkiye’de yaptığı işlemle bağlıdır. Teminat mektuplarında banka daima tüzel kişidir; bu yüzden hak ve fiil ehliyetleri, statülerindeki idare merkezi hukukuna tabidir fakat fiili idare merkezi Türkiye’de ise Türk hukuku uygulanabilir.
Banka teminat mektuplarında garanti veya kontrgaranti sözleşmelerinde hangi hukukun uygulanacağı serbestçe belirlenebilir fakat eğer böyle bir madde sözleşmeye konmamışsa bu tür sözleşmelerde uygulanacak hukuk bankanın faaliyette bulunduğu yer hukuku olacaktır.
Görüldüğü gibi ticarette çok büyük öneme sahip olan Banka teminat mektuplarının Türkiye de uygulaması kolay ,hızlı ve genel olarak uluslararası uygulamayla benzerlik göstermektedir.
Hukuki İncelemelerTÜRK HUKUKU’NDA BANKA TEMİNAT MEKTUPLARI
Ocak 8, 2015