Türk hukukunda kambiyo senetleri arasında en yaygın kullanım alanı bulan tür çektir. Bu önemi sebebi ile bu ayki bültenimizde çekte bulunması zorunlu, ihtiyari ve alternatif unsurları Yargıtay kararları ışığında incelemekte yarar görüyoruz.
Çek Türk Ticaret Kanunu’nun 692 ve 735. Maddeleri arasında düzenlenmiştir. Çekte keşideci, muhatap ve lehtar olmak üzere üçlü bir ilişki söz konusudur. Türk hukukunda muhatap daima banka olmak zorundadır. Çek hukuki mahiyeti itibari ile bir ödeme aracıdır. Bu sebeple çekte vade ve faiz söz konusu değildir. Çek havale mahiyeti taşır. Doktrinde Öztan’ın da belirttiği üzere çekin, belirli başlı şekil şartlarına tabi yazılı şekilde yapılması gerekmektedir. Çek, keşideci hesabının bulunduğu banka üzerine çek keşide edilmek sureti ile hamile ödeme yapılmasını sağlar. Çek hamilinin bankadan, çekte gösterilen meblağın kendisine ödenmesini istemek hususundaki hakkı, keşideci ile muhatap banka arasında yapılmış bulunan “çek anlaşmasına” dayanmaktadır. Çek keşide edildiği yerde ödenecekse 10 gün, keşide edildiği yer dışında başka bir yerde ödenecekse 1 ay ve kıtalar arasında ise 3 ay içinde muhataba ibraz edilmelidir.
ÇEKİN ASLİ UNSURLARI
1- Çek kelimesinin ve eğer senet Türkçeden başka bir dilde yazılmışsa o dilde çeke karşılık kullanılan kelimenin çekte bulunması zorunludur. Çek kelimesinin herhangi bir kısaltma yapılmadan yazılması şarttır. Çek kelimesi bulunmayan senet hukuken havale niteliği taşımaktadır.
2- Çek kayıtsız, şartsız belirli bir bedelin ödenmesi için havaleyi içermelidir. Ödenecek meblağlar herhangi bir kayıt ya da şarta bağlanmış ise o senet geçersiz sayılmaktadır. Miktarın yazı ya da rakam ile yazılmış olması yeterlidir. Ancak rakam ve yazı arasında farklılık bulunması durumunda, yazı ile yazılan esas alınacaktır. Tahrifat olması durumunda yazılan bedellerin hiçbirisine itibar edilemez. Fakat çeki borçlu (keşideci) yazmış ve yine onun tarafından tahrifat edilmiş ise; keşidecinin yazdığı en yüksek bedele itibar edilir. Çeke faiz konulamaz. Zira çek kredi aracı değil, ödeme aracıdır. Çekte yabancı para gösterilmesi mümkündür. Bu durumda aynen ödeme kaydı yoksa çekin ibraz günündeki rayice göre memleket parası ile ödenmesi gerekmektedir. Kural olarak; yabancı para üzerinden çek düzenlenebilmesi için, çek hesabının da yabancı para olarak açılması gerekmektedir. Bu kural olmakla beraber bazı Yargıtay kararlarında Türk lirası üzerine açılmış hesaplara yabancı para çeklerinin düzenlenebileceği kabul edilmiştir.
3- Ödeyecek kimsenin (muhatabın) adının ve soyadının da çekte bulunması zorunludur. Türkiye’deki çeklerde muhatap sadece banka olabilir. Banka; Bankalar Kanunu hükümlerine tabi olan müesseselerdir. Keşidece ve muhatap arasındaki hukuki ilişki, çekin geçerliliği bakımından önem taşımaz. Bankalardan ayrı gerçek ve tüzel kişi üzerinde çekilen çek ancak bir havale niteliğindedir.
4- Keşide tarihinin çekte bulunması zorunludur. İbraz sürelerinin hesaplanması ve keşidecinin ehliyetinin saptanması bakımından keşide tarihi önem taşımaktadır. Birden fazla birbirinden farklı tarihlerin olması durumunda senet çek olma vasfını kaybeder. Yargıtay 12 HD 3.12.1968 tarihli kararında çekte sadece yılın yazılmış olmasını yeterli saymıştır (11310 E.-11328 K.). Fakat çekteki keşide tarihinin gerçeğe aykırı olması, çekin geçerliliğine etkili değildir. Keşide tarihi genelde çekin üst tarafına yazılmaktadır. Bu tarih çekin ön yüzünde olmak koşulu ile keşidecinin imzasının yanında veya üstünde olabileceği kabul edilmiştir. 12. Hukuk Dairesi 11.11.94 tarihli kararında şu şekilde bir karar vermiştir; “takip dayanağı çekte 20.9.93 keşide tarihi olarak gösterilmiş ve bu tarih çizilerek üzerinde 31.3.94 tarihi yazılmıştır. Parafenin, borçlu tarafından yapıldığı kendisince de kabul edilmektedir. Şeklen keşide tarihi yöntemince düzeltildiğinde, borçlunun bu parafenin çizilen tarihteki (9) rakamının üzerinden gidildiği için yapıldığına ilişkin iddianın mercice incelenemeyeceğine, 31.3.94 tarihi itibari ile zamanaşımı da bulunmadığına göre, borçlu isteminin kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.(E. 12820, K. 14100)
5- Keşide edenin imzası çekte bulunması zorunlu unsurlardandır. Yargıtay kararlarında çekte keşidecinin ad ve soyadı olmaksızın imzasının varlığı yeterli görülmüştür. Yargıtay 12. HD 23.11.2006 tarihli kararında bu konuya açıklık getirerek “çekte keşidecinin imzası yeterli olup ayrıca keşidecinin ad ve soyadının veya şirket unvanının açık yazılması zorunlu unsur değildir. Bu durumda borçlunun, çekin keşideci bölümünde şirket unvanının tam yazılmadığı, bu nedenle kambiyo takibi yapılamayacağına ilişkin şikâyetinin reddi gerekirken yazılı gerekçeyle takibin iptaline karar verilmesi hatalıdır” sonucuna varmıştır (E. 18236, K. 21972). Aynı daire 9.12.2003 tarihinde verdiği kararında da yine aynı konuda şu şekilde karar vermiştir; “çeki keşide eden kişinin isminin yazılması zorunlu unsur olmayıp, keşide edenin imzasının bulunması yeterli görüldüğünden borçlunun isminin çekte değişik olarak yazıldığından bahisle mercice alacaklının itirazın kaldırılması talebinin reddine karar verilmesi doğru değildir”(E.20969, K.24119). Çekte parmak izi veya mühür yahut benzeri aletle imza atılması geçerli değildir. Bu durumda senet çek sayılamaz.
ÇEKTE BULUNMASI GEREKEN ASLİ UNSURLARIN YOKLUĞUNUN HUKUKİ SONUÇLARI
Yasada çek için öngörülen asli unsurların yokluğu o senedi çek olmaktan çıkaracaktır. Bu durumda eğer senet emre düzenlenmiş ise; havale hükmüne tabi olur. Hamiline düzenlenmiş olması halinde havale bile sayılamaz. Ancak yazılı delil başlangıcı sayılabilir. Bununla birlikte senet çek niteliği taşımadıkça, ciro edilmesi de söz konusu değildir. İcra İflas Kanununda kambiyo senetleri hakkında özel takip yolu öngörülmüştür, ancak senedin çek vasfını haiz olmaması halinde bu yoldan yararlanılması da mümkün olamayacaktır. Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 12.11.1985 tarihli kararında” takip dayanağı belgede keşide yeri olmadığından TTK’nun 692 ve takip eden maddelerine göre çek değildir. Hamil kambiyo senetlerine mahsusu özel yolla takip hakkını haiz değildir. Bu cihetin mercice re’sen nazara alınıp İİK. Nun 170/a maddesi gereğince takibin iptaline karar verilmek gerekirken, iiin esasının incelenmesi isabetsizdir.”(E.3060, K.9449).
ÇEKİN ALTERNATİF UNSURLARI
1- Keşide yeri: Keşide yerinin açıkça yazılmaması durumunda, keşidecinin ad ve soyadının yanında bir yer yazılı ise, bu yer keşide yeri sayılacaktır. Ancak senette keşide yeri yazılı olmadığı gibi keşidecinin ad ve soyadının yanında da bir yer yazılı değilse, o senet çek sayılamaz. Şartları varsa havale hükümleri uygulanır. Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 9.3.90 tarihli kararında “keşidecinin imzasının yanında (Bakanlıklar- Ankara) yazıldığına göre, keşide yeri var demektir” demiştir (E 9354, K2348). Keşide yeri çekte matbu olarak gösterilebileceği gibi, el yazısı, daktilo veya kaşe vurulmak sureti ile de gösterilebilir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 9.5.84 tarihinde bu konuda şu şekilde bir karar vermiştir; “çek metninde keşide yeri yoksa keşidecinin isminin yanında yazılı yerde çekilmiş sayılır. Böyle bir yerde gösterilmemiş ise çek niteliği taşımaz. Olayda keşide yeri yazılmamıştır. Belgede keşidecinin ad ve soyadı yanında böyle bir yer dahi gösterilmemiştir. O halde, bu unsurun noksanlığı nedeni ile bu belgeyi çek niteliğinde saymak olanağı bulunmamaktadır.” (E.12-579, K.524). Aynı konuda Yargıtay Ceza Genel Kuruluda 30.1.89 tarihli kararında “keşide yerindeki noksanlık sebebiyle belge çek niteliğinde olmadığından sanık hakkında 3167 sayılı kanun uygulanmaz” şeklinde karar vermiştir (E 88/6-527, K 89/4). 14.12.92 tarihli İçtihadı Birleştirme Kararına göre “çeklerde keşide yerinin, hiçbir duraksamaya yer vermeyecek şekilde anlaşılabilir olması koşulu ile kısaltılmış olarak yazılmış bulunması sebebiyle geçersiz sayılamaz (E.1, K.5).
2- Ödeme yeri: Çekte ödeme yerinin gösterilmesi zorunlu değil alternatif unsurlardandır. Ödeme yeri gösterilmemiş ise, muhatabın ad ve soyadının yanında gösterilen yer ödeme yeri sayılacaktır. Muhatabın ad ve soyadının yanında da birden fazla yer ödeme yeri olarak belirtilmişse, o zaman çek ilk gösterilen yerde ödenecektir. Eğer çekte bu konuda hiçbir açıklık yoksa o çek muhatabın iş merkezinin bulunduğu yerde ödenmelidir. Ödeme yeri gösterilirken sadece yerin gösterilmesi yeterlidir, ayrıca adresinin gösterilmesi gerekmez.(Ankara, Çankaya gibi). Keşide yeri bazı hallerde kısaltılmış olarak da gösterilebilir (“İstanbul” ise “İst” biçiminde gösterilebilir)
ÇEKİN İHTİYARİ UNSURLARI
Kanunda zikredilen hususlar;
1- Lehtar: Çekin hamiline düzenlenmesi mümkün olduğu için lehtarın gösterilmesi zorunlu değildir. Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 14.05.1996 tarihli bir kararında “çekte lehtarın isminin bulunması zorunlu değildir. Çek nama yazılı olabileceği gibi hamiline de düzenlenebilir. Lehtar ismi yazmayan çekin hamiline düzenlendiğini kabul etmek gerekir” diyerek bu yönde bir karar vermiştir (E 5892, K 6359). Aynı daire aynı konuda 27.12.2005 tarihli kararında şu şekilde hüküm vermiştir:” Lehtarın yazılıp yazılmaması ya da gerçek veya tüzel kişiliğinin bulunup bulunmaması sayılan unsurlar arasında değildir. Kimin lehine düzenlendiği gösterilmemiş çek, hamile yazılı çek vasfındadır” (E 22481,K 26152).
2- Emre kaydı: Çek yasa gereği emre yazılı senetlerden sayıldığından “emre” kaydı bulunmasa dahi emre yazılı sayılacaktır. 3- İkametgâh kaydı 4- Aynen ödeme kaydı 5- Çekin bankaya ödeneceği kaydı 6- Hesaben ödeme kaydı 7- Protestodan muafiyet kaydı 8- Aval kaydı
Kanunda zikredilmemiş olan hususlar;
1- Provizyon kaydı: Bu kayır muhatabın, çeki hangi hesaptan ödeyeceği hususu ile ilgilidir. 2- Teminat kaydı: 3- İhbar kaydı 4- Yetki kaydı 5- Tahkim kaydı 6- Teyit ve vize kaydı
3167 SAYILI ÇEK KANUNU’NA (çekle ödemelerin düzenlenmesi ve çek hamillerinin korunması hakkında kanun) GÖRE BULUNMASI GEREKLİ UNSURLAR
1-Vergi kimlik numarası: Keşidecinin vergi kimlik numarasının olmayışı çeki geçersiz saymaktadır. Yargıtay 12. HD. 1.11.2004 tarihinde bu konuda şu şekilde bir karar vermiştir; “TTK’ da çekte bulunması gerekli zorunlu unsurlar açıkça gösterilmiştir. Vergi kimlik numarası zorunlu unsur olarak gösterilmemiştir”(E 18501, K 22720).
2-Banka şubesinin adı ve hesap numarası: Şube adının veya çekle işleyen hesap numarasının çekte olmayışı çeki geçersiz hale getirmez. Bu unsurların olmayışı ancak bankanın sorumluluğunu doğurur.
3-Banka tarafından basılmış bir çek karnesinin varlığı: Çek karnelerinin baskı şekline ait esaslar, Türkiye Bankalar Birliği’nin görüşü alınarak, TC Merkez Bankasınca tespit edilir ve Resmi Gazete’de tebliğ olarak yayımlanır.
ÇEKE KONULMASI CAİZ OLMAYAN KAYITLARIN KONULMUŞ OLMASI
Bu durum iki sonuç meydana getirmektedir. Bu kayıtların bir kısmı senedi çek olmaktan çıkarırken, diğer kayıtlar ise çek vasfını etkilememekle birlikte çeki yazılmamış saymaktadır. Çekin bedelinin ödenememesi halinde herhangi bir kayıt ve şarta bağlanması veya keşidecinin, temel borç ilişkisine dayalı bir kısım haklarının saklı tutulduğunun senette gösterilmesi halinde çek vasfını yitirir. Aynı zamanda birden çok düzenlenme tarihinin yazılmış olması halinde de senet çek vasfını yitirecektir. Çek üzerine yazılan kabul şerhi ve faiz yazılmamış sayılacaktır. Keşidecinin çekin ödenmemesi halinde sorumlu olmayacağına ilişkin olarak kayıt konulması halinde bu kayıtlar da yazılmamış sayılacaktır.