İdare Hukuku Açısından Kazanılmış Hak Nedir?
İdare hukuku kapsamında en çok kullanan kavramlardan birisi olan kazanılmış hak; geçerli bir hukuka sahip olmayan bir uygulamada hak kazanmayı temsil etmektedir. Yani o anki hukuk kurallarında meşru olmayan bir olay için doğrudan bir hak kazanırsınız ve bu hakka kazanılmış hak denir. Bu kavram Danıştay ve Yargıtay kararları içerisinde genel olarak kazanılmış hak, müktesep hak ve müesses vaziyet olarak yer almaktadır. Yargı kararlarında da uyuşmazlıkların çözümünde kazanılmış hak kavramı kullanılmaktadır. Kazanılmış hak, idare hukuku açısından önemlidir ve hangi durumlarda ortaya çıkacağı bilinmelidir. Kazanılmış haklar birçok çok şekilde ortaya çıkabilir. Bunlardan birisi birel işlem yapılması halidir. Bu durumda oluşan hakkın; birel bir işlem sonucunda kişisel bir hale gelerek somutlaşması, hukuki süreç tamamlandığında ortada bir hak olması, işlemlerin idare hukuku içerisinde gerçekleşmesi, elde edilen hakkın bir süre kullanılmış olması gibi unsurlar aranır. İdare işlemleri içerisinde doğmuş olan bir hakkın, gerçekten kazanılmış bir hak olarak kabul edilebilmesi için bu üç şart beraber gerçekleşmelidir. Bu koşulların üç tanesi beraber gerçekleşmiş ise, sahip olunan hakkın geçmişe ilişkin kişisel alanda oluşturduğu durumlar ve kazanımlar korunacaktır.
İdare hukuku içerisindeki kazanılmış hak kavramı, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu içerisinde düzenlenmemiştir. Ama Yargıtay’ın bu hakka dair bir kararı bulunmaktadır. Yargıtay, kazanılmış hakkın kabul edilebilmesi için yasada bir düzenleme bulunmasına ihtiyaç olmadığını söylemiştir, fakat kazanılmış hak kavramı için yasal bir destek aramaya devam etmiştir. Kazanılmış hak kavramının mevzuat içerisinde olmaması sorunların çözümlerini daha çok kişiselleştirmektedir. Yargıtay, 4.2.1959 gün ve 13/5 sayılı ve 9.5.1960 gün ve 21/9 sayılı birleştirme kararları içerisinde kazanılmış hak kavramından bahsetmiştir Bundan sonraki Yargıtay kararları da bu çerçeve içerisinde birleştirme kararlarına uygun bir biçimde uygulanmıştır. İdare hukuku içerisinde de kazanılmış hak kavramı da aynı şekildedir. Kazanılmış hak kavramı hukuki dayanağını sadece Danıştay içtihatları içerisinden almaktadır.
İdare Hukukunda Kazanılmış Hak İstisnaları
İdare hukuku içerisinde Danıştay kararlarına baktığımızda; kazanılmış hakkın bazı istisnaları bulunmaktadır. Bunlar; yeni bir içtihadı birleştirme kararının çıkması, kanun çıkması, hak düşürücü süresinin söz konusu hale gelmesi, görev konusundaki ilkelere uyulmaması, maddi hata bulunması, temyiz eden kişinin bu konu hakkında temyiz hakkının bulunmaması, öncesinde kazanılmış hak için kesin bir hükmün bulunması, bozma kararından sonra yapılan yargılama işleminde tarafların yeni bir savunma ile ortaya çıkması şeklindedir.
İdare hukuku açısından kazanılmış hakkın en çarpıcı uygulamaları imar ve inşaat ruhsatı davalarında görülmektedir. Danıştay kararlarına baktığımızda; imar planları ile kazanılmış bir hakkın oluşmadığını söyleyebiliriz. Ancak Danıştay; inşaat ruhsatının iptali davalarında, imar planı veya inşaat ruhsatı zaman içinde mahkemece iptal edilse bile iptal kararı tebliğ edilinceye kadar fiilen yapılmış inşaatı kazanılmış hak olarak korumaktadır. İptal kararının tebliğ edildiği ana kadar yükselen inşaatlarda, daha fazla yükseğe çıkmaya olanak vermemekte, fakat çıkılan bu yükseklikte inşaatın çatısının, içinin, duvarlarının ve çevre düzeninin tamamlanarak iskan edilmesine izin vermektedir. Bu tip kararların dayanağı ise İdare hukuku açısından idarenin sürekliliği ve istikrarı ilkesidir. Kazanılmış hak kavramı ile halkın idareye güvenmesi sağlanmaktadır.