Markaların Korunması Hakkında 556 Sayılı KHK’da değişiklik yapılmasına dair kanun 28 Ocak 2009 tarihli 27124 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girdi.
Anayasa Mahkemesi’nin, 556 sayılı KHK’nın bazı maddelerini Anayasa’nın 38. ve 91. maddelerine aykırı oldukları gerekçesi ile iptal etmesi üzerine düzenlenen Kanun; Marka Hakkından doğan hakların kapsamını, Marka Hakkına tecavüz sayılan fiilleri ve bu fiillere verilecek cezaları düzenlemektedir. Yeni Kanun değişikliği ile suç unsuru oluşturan fiiller ve bunlara uygulanacak cezai yaptırımlar açısından Anayasa ile yeni TCK arasında uyum sağlanmıştır.
Yeni Kanun’da Marka tescilinden doğan hakların internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde, alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük veya benzeri biçimlerde kullanılmasının engellenmesi açık bir şekilde düzenlenmiştir.
TAPU KANUNU İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN YAYIMLANDI
27 Ocak 2009 tarihli 27123 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Tapu Kanunu ile bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanun yayınlandığı gün itibari ile yürürlüğe girdi. Söz konusu kanun Tapu Kanunu başta olmak üzere birçok kanunda yapılan önemli değişiklikleri içeriyor.
Söz konusu kanuna göre; 22.12.1934 tarihli ve 2644 sayılı Tapu Kanunu’nun 26 ncı maddesinin birinci fıkrasından sonra gelmek üzere bazı fıkralar eklenmiş, mevcut yedinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve son fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır.
“İllerde bulunan tapu sicil müdürlükleri dışındaki müdürlüklerden akitli ve akitsiz işlemleri yıllık 500’ün altında olan yerlerde işleri yapmak üzere, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce yakın il veya ilçelerde görevli tapu sicil müdürü veya görevlendirilen yetkili memura belirli günlerde yetki verilebilir.
Resmi senetlerin düzenlenmesine ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir.”
“Kamu kurum ve kuruluşları (Ordu Yardımlaşma Kurumu dahil), bankalar, Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatiflerince açılacak tüm kredilere karşılık teminat gösterilen gayrimenkullerin ipotek işlemleri, tarafların istemi halinde resmi senet tanzim edilmeksizin alacaklı ile borçlu ve varsa kefilleri arasında yapılan kredi veya borç sözleşmelerine istinaden, tapu sicil müdürlüklerince tapuya tescil edilir.”
Diğer bir değişiklik ise 31.8.1956 tarihli ve 6831 sayılı Orman Kanununun 7 nci maddesinin birinci fıkrasının sonuna eklenen şu cümledir; “Ancak, henüz orman kadastrosuna başlanılmamış yerlerde, 3402 sayılı Kadastro Kanunu hükümlerine göre belirlenen orman sınırı, orman kadastro komisyonunca belirlenen orman sınırı niteliğini kazanır.”
6831 sayılı Kanuna eklenen en önemli madde ise kazandırıcı zamanaşımı yolu ile iktisabı düzenliyor. Buna göre bu kanunun; 20.6.1973 tarihli ve 1744 sayılı Kanunla değişik 2 nci maddesi ile 23.9.1983 tarihli ve 2896 sayılı Kanun ve 5/6/1986 tarihli ve 3302 sayılı Kanunla değişik 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (B) bendi uyarınca orman sınırları dışına çıkarılan yerler, çıkarma işleminin kesinleştiği tarihten itibaren kazandırıcı zamanaşımı yolu ile iktisap edilemez.”
21.6.1987 tarihli ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu’na eklenen önemli bir husus ise elbirliği ile mülkiyetin paylı mülkiyete dönüştürülmesinde görülmektedir. Eklenen maddeye göre; Bir mirasçı, miras ortaklığından doğan elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesi isteminde bulunduğu takdirde tapu sicil müdürü, diğer mirasçılara çağrıda bulunarak belirleyeceği süre içinde varsa itirazlarını bildirmeye davet eder. Tebligat masrafları ilgilisince karşılanır. Elbirliği mülkiyetinin devamına yönelik bir itiraz ileri sürülmediği veya mirasçılardan herhangi biri belirlenen süre içinde paylaşma davası açmadığı takdirde, istem konusu taşınmaz mal üzerindeki elbirliği mülkiyeti paylı mülkiyete dönüştürülerek, hissedarlık esaslarına göre mirasçılar adına tapu kütüğüne tescil edilir.